ABD Dışişleri Bakanı Cındoleezza Rice, "Orta Doğu barış sürecini canlandırmak" üzere Orta Doğu turu yaptı. Bush yönetimi "dostlar alışverişte görsün" kabilinden bu tür barış gösterilerine zaman zaman başvuruyor. Dünyanın birçok yerini kana buladıktan sonra buna ihtiyaç duyuyorlar çünkü. Fakat ABD'nin barış gösterilerinin hiçbiri Rice'ın bu seferki Orta Doğu turunda olduğu kadar abes ve zamansız değildi.
Bu öyle bir ziyaret ki, İsrail'in son yıllardaki en kanlı ve en ölümcül saldırılarının hemen akabinde, daha yakınlarını kaybeden Filistinlilerin gözyaşları dinmeden, saldırılarda ölen ve yaralananların üzerindeki kanlar kurumadan geldi. Üstelik, sadece zamanlama berbat değildi, Rice'ın açıklamaları da insanın kanını donduracak cinstendi.
İsrail’in 2000 senesinden bu yana en kanlı saldırılarında aralarında kadın ve çok sayıda çocuk da dahil 120 Filistinli ölür yüzlercesi de yaralanırken Rice, İsrail'e hiçbir şekilde saldırıları durdurmasına dair çağrıda bulunmadı. ABD zaten katliam sırasında da İsrail'i kınamadı ve Arap alemi de bunu saldırılara yeşil ışık yakılması olarak telakki etti. Öldürülenlerin yarıdan fazlası sivil. 30'u da daha ne olduğundan, niye öldüklerinden habersiz masum çocuklar. Ama tüm bunlar barışsever(!) Rice'ın kalbinde en ufak bir merhamet duygusuna yol açmamış olacak ki, sadece şiddetin sona erdirilmesi temennisini dile getirmekle iktifa etti. ABD Dışişleri Bakanı, saldırılardan dolayı da İsrail'i değil Hamas'ı suçladı. Akıl alır gibi değil ama anlaşılıyor ki "zalim değil mazlum suçluydu". Rice, bununla da yetinmedi ve İsrail'e değil Filistinlilere ateşkes çağrısında bulundu. Amerikalı Bakan, "Birinci olarak ve en önemlisi, Hamas'ın İsrail'e roket saldırıları durdurulmalı" diye konuştu. Rice, artık ABD’nin kabak tadı veren tekerlemesini de tekrarlayarak “İsrail'in kendisini savunma hakkı olduğunu” ifade etti. Kara ve havadan saldırılarla savunmasız Gazze Şeridi’ni tarumar etmek nasıl bir savunmaysa artık...
KATLİAMA İKİ GÜNLÜK MOLA
İsrail, kara birliklerini bölgeden çekerken İsrailli yetkililer bunu Rice'ın ziyaretinden dolayı verilen "iki günlük ara" olarak ifade etti. Demek ki ziyaretten sonra katliamlar aynen devam edecek. Yani Rice’ın barış (!) teşebbüslerinin öncesi de sonrası da kan ve katliam olacak.
Rice, 2006'da İsrail'in Lübnan'da gerçekleştirdiği saldırılar sırasında sivil yerlerini bombardıman ederek çok sayıda sivilin ölümüne yol açtığı, yürek paralayan sahnelerin olduğu savaşta da İsrail'e ateşkes çağrısında bulunmamış ve Müslümanların ABD'ye büyük öfke duymalarına yol açmıştı.
Amerikalı Bakan, dün Orta Doğu turu kapsamında geldiği Kahire'de düzenlediği basın toplantısında, Filistinli militanların İsrail şehirlerine attıkları roketleri kastederek, "Şehirlerde masum sivillere karşı yapılan roket saldırılarının durması gerekiyor. Hiçbir İsrail hükümeti bunu hoş göremez" dedi. İsrailliler için "masum siviller" ibaresini kullanan Rice’ın bu sevecenliği Filistinliler için de gösterdiğine hiç şahit olmadık. Ölen Filistinliler insan değil mi? Batı'nın taşlaşmış kalpleri ve nasırlaşmış vicdanlarına hitap edebilmeleri için daha kaç Filistinlinin ölmesi gerekiyor?
Aslında bu tür ahlaksız barış gösterilerine yer vermemek, bu rezil tuluatta rol almamak lazımdı. Zerre kadar haysiyet taşıyan hiçbir Müslüman lider ve yetkilinin, katliama verdiği destekten dolayı Rice'la görüşmemesi, onunla bir araya gelmeyi reddetmesi gerekirdi. Ama ne gezer. Gittiği her ülkede izzet ikram gördü. Katliama maruz kalan Filistinlilerin lideri ünvanını taşıyan Mahmud Abbas tarafından bile kabul gördü. Arap liderler, Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora'nın 2006'daki Lübnan savaşı sırasında Rice'la görüşmeyi reddetmesinde olduğu gibi asil bir davranış sergileyemedi. Savaş sırasında İsrail'i destekleyen Rice, yine Bush yönetiminin bir yandan savaşı teşvik ederken diğer taraftan barış gösterileri yapma alışkanlığı kapsamında Kudüs'ten Beyrut'a geçmeye hazırlanırken Sinyora, "Gelmesin, istemiyorum. İsrail saldırısı bitmeden görüşmem" mesajıyla karşılaşmıştı. Hatta henüz sadece özerk bir bölgenin lideri durumunda olan Mesud Barzani'nin bile aralık ayında Irak'ı ziyaret eden Rice'la, Türkiye'nin bölgede PKK'ya karşı hava harekatı yapması dolayısıyla görüşmediğini de hatırlatalım. Üstelik, belki de siyasi açıdan mevcudiyetini ABD’ye borçlu olmasına rağmen.
M. Emin ARVAS
İHA Dış Haberler Servisi
[ Arşivle! ]
[ Yazdır! ]
[ Postala! ]
|